İki yakamız neden bir araya gelmiyor?

Mehmet Karabel | Ege?de Son Söz | 2025-04-08

Aslında...

Yazımızın altı kelimeden oluşan başlığı...

Ekonomi kitaplarında hayli anlamlı bir karşılığı var:

"Geçim sıkıntısı içinde olmak, borçtan kurtulamamak ve gelir ile giderini denkleştirememek..."

O zaman...

Sormak hakkımız:

"Neden yıllardır iki yakamız bir araya gelmiyor?"

***

Bizim "iki yakamız"ın isyanı çok da yeni değil...

1990 - 2002 arasında da...

Ekonomik bunalım vardı...

O bunalımın temeline de "siyasi iktidarsızlık" çökmüştü...

Üstelik...

O iktidarsızlık sona erecek gibi değildi...

Şaka gibi ama...

O dönemde...

Altı farklı başbakan görev yaptı ve...

11 farklı hükümet kuruldu...

Hatırlatalım...

(Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Erdal İnönü, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit...)

***

Sade vatandaş...

O günlerde de...

"Cep delik, cepken delik" diyordu...

Aslında bugün de farklı bir görüntü yok...

Hatta...

Ekonomik sıkıntı "beterin beteri" konumunda...

Hayatın zorluğu / sıkıntısı yetmezmiş gibi...

En kocaman "bela" ise şu:

Çocuklar yeterli beslenemiyor!

Oturup ağlayacaksak...

Asıl bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak gerek...

Çünkü...

Yoksulluk artık anne karnında başlıyor!

***

Ayşegül Karagöz'ün...

"medyascope"daki yazısının minik bir parçası şöyle:

"Araştırmalara göre, anne karnından başlayan yoksulluk...

Çocukların yaşamlarını sadece bugün değil, yarını da şekillendiriyor... Çünkü...

Yetersiz beslenme, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği...

Eğitimden kopuş çoktan başladı; zirvede dolaşıyor!"

***

Daha acısı var...

Her olumsuz tablo birbirini tetikliyor...

Bakın, mesela...

Yeni doğmuş bebeğin...

Sağlıklı beslenemeyen annesi...

Süt üretemiyor...

Mama alamayan aileler...

Bebeklerini şekerli suyla beslemeye çalışıyor...

Sonunda...

Altı yaşındaki çocuğun boyu "1 metre"yi bile bulmuyor...

Çünkü...

Yeterli beslenemiyor!

O zaman...

Gözümüzün önüne getirelim...

N'olacak 16 /17 yaşında o delikanlının görüntüsü?

20 yaşına geldiğinde...

Geçmişteki fotoğraflarına bakmak bile istemeyecektir!

***

Cumhuriyet 102 yaşına koşuyor...

Ne büyük gurur...

Ya vatandaş nasıl bir gurur yaşıyor?

Neredeyse "tek yumurta" 10 TL.'ye satılacak...

Eğer...

Dar gelirli bir yumurta bile satın alamıyorsa...

Bunun derdini / sıkıntısını kim üstenecek?

***

Bitiriyoruz...

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kıdemli vekilidir (*)İlhan Kesici...

Beş yıl önce TBMM'de yaptığı konuşmanın...

Bir bölümü şöyle başlıyor ve bitiyor...

"Ekonomilerin yönetiminde sihir yoktur, sihirbaz yoktur...

Yani ekonomi yönetiminde...

Hiç kimse sihir sahibi değildir, sihirbazlık yapamaz...

O zaman öyle bir güzel bir insan bulalım ki...

Bu ekonomi yönetiminin başına geçirelim...

Bu ekonomiyi kalkındırsın...

Ya da...

(*) Allameicihan bulalım, yok böyle bir şey...

Hep bizim gibi ekonomisi sıkıntılı olan ülkelerde...

Daha çok geçerli olmak üzere söylüyorum bunu da:

Ekonomi yönetimlerini bekleyen en önemli tehlikelerin başında...

Kötü günlerin geride kaldığı, kötü günlerin geride kalacağı kabulüdür..."

"Artık kötü günlerimiz geride kalmıştır, bundan sonra önümüz açıktır, ufkumuz açıktır..."

Diyorsa kimileri...

O ekonomi yönetiminin başarılı işler yapması...

Fevkalade zor olur...

Şunu unutmayalım...

Anne karnından başlayan yoksulluk...

Çocukların yaşamlarını yalnızca bugünü değil...

Yarını da şekillendiriyor..."

Nokta...

(*) Allameicihan: Çok bilgili olmak...

Hamiş: (*)İlhan Kesici: 1977-1993 arasında Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) çalıştı, 1991?1993 yıllarında DPT Müsteşarı olarak görev yaptı. 20. dönem TBMM'de Anavatan Partisi Bursa milletvekili; 23, 25., 26 ve 27. ve 28. dönem TBMM'de Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili olarak yer aldı... Adı, yakın süreçte Cumhurbaşkanı aday adayı olarak anılıyordu...

Sonsöz: "Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur... / Hz. Mevlana...